“`html
Alternatif Pop’un Yeni Yüzü: Yas Akdağ’ın Müzikal Yolculuğu
Müzik kariyerine klasik piyano eğitimiyle adım atan Yas Akdağ, Londra’dan New York’a ve Brooklyn sokaklarına uzanan ilham verici bir hikaye sunuyor. İlk EP’si Home, Anywhere, “ev” kavramını sorgulamakla kalmayıp duygusal derinliği olan bir müzikal dünya yaratıyor. Geleneksel enstrümantasyon ile modern dokunuşların birleştiği bu eser, Yas Akdağ’ı alternatif pop sahnesinin dikkat çeken artistlerinden biri haline getiriyor.
New York’ta edindiği eğitim ve Brooklyn’deki yaşam deneyimleri, Türkiye ile İngiltere kökenlerinin de etkisiyle kültürel bir çeşitlilik sunan Yas Akdağ ile müzik, kimlik, aidiyet ve yaratıcılık üzerine derinlemesine bir söyleşi gerçekleştirdik.
Klasik Müziğin İzinden: Alternatif Pop’a Yükseliş
Müziğe klasik piyano ve caz saksafonla başladığınızı belirtiyorsunuz. Bu başlangıç nasıl bir evrim yarattı?
İlk olarak enstrüman çalmaya başladığımda müziğe olan tutkum ortaya çıktı. Piyano, ilk enstrümanım oldu ve hocalarım sayesinde Chopin ve Mozart gibi klasik bestecilerin eserleriyle tanıştım. 11 yaşında saksafon çalmaya karar verince caz ile buluştum. Zamanla caz standartlarını çalmak daha çok ilgimi çekti. Bu süreçte sadece enstrüman çalmayı öğrenmekle kalmadım, aynı zamanda şarkı yazma becerilerimi de geliştirdim. Favori sanatçılarımı dinleyerek, onların şarkı yazım ve prodüksiyon yöntemlerini inceleyerek kendi müziğimi oluşturmaya başladım. Kendi tarzımı en iyi “alternatif pop” olarak tanımlayabilirim.
Fiziksel Yolculukların Müzik Üzerindeki Etkisi
Londra’dan New York ve Brooklyn’e uzanan bu yolculuk müziğinize nasıl yansıdı?
Bu yerlerdeki insanlarla, öğretilerle ve topluluklarla olan etkileşimler, müziğimi derinden şekillendirdi. 18 yaşımda Londra’da yaşarken edindiğim deneyimler, benim için çok değerliydi. Örneğin, 2019 yılında Billie Eilish’i 2 bin kişilik bir salonda izleme fırsatı bulmak benim için unutulmazdı. Şimdi ise Brooklyn’deki müzisyenlerle çalışmaciyesi, yaratıcılığımı katlanarak artırıyor. Özellikle bağımsız sanatçılara özgü sahnelerde yer almak, bana ilham veriyor ve gerçek bir topluluk hissi yaşıyorum.
“Home, Anywhere”: Ev Kavramını Yeniden Tanımlamak
İlk EP’niz ‘Home, Anywhere’, ev temasını keşfediyor. Bu konuya ilginizin sebebi nedir?
Çocukluğumda sık sık taşınmam ve farklı yerlerin benim için “ev” hissi yaratması, bu temayı sorgulamama yol açtı. Londra ve New York her ikisi de benim için çok değerli ve farklı anlamlar taşıyor. Şarkılarımda ev temasını geliştirdiğimde, tüm bu deneyimlerin ortak bir refleksine ulaştığımı fark ettim. “Ev”, sadece fiziksel bir mekan değil; sevdiklerinizle paylaşılan anlar veya bir yemeği pişirmek gibi eylemler de olabilir. EP’m sadece dinleyicileri kendi “ev” tanımlarını düşünmeye değil, aynı zamanda hissettiklerine de davet ediyor.
Duyguların Söz Yazımı Üzerindeki Etkisi
Söz yazma sürecinde en çok hangi duygular sizi etkiliyor?
Her bir şarkı, başlangıçta bir hikaye barındırıyor. Söz yazmaya oturduğumda, ilk olarak ne anlatmak istediğime karar veriyorum. Genellikle, “Bugün nasıl hissediyorum?” gibi sorularla başlıyorum. Kimi zaman kurgusal senaryolar da oluşturabiliyorum. Örneğin “Joan” adlı şarkımda, tamamen hayali bir aşk hikayesi yarattım. Ancak genel olarak kendi hayatımdan kesitlerle gerçekçi ve duygusal bir bağ kurmaya çalışıyorum.
İşbirlikleri ve Üretim Süreci
Bu EP’de çalıştığınız müzisyen ve prodüktörlerle nasıl bir bağ kurdunuz?
İşbirliklerim genellikle doğal bir akış ile gelişiyor. Güvendiğim müzisyenlerle sürekli çalışıyorum; gitarda, bas gitarda ve davulda bu isimlerle kalıcı bir ekip oluşturduk. Prodüksiyonda ise “Holy Devil” ve “The Way You Love Him” parçalarını arkadaşım Caroline Meade ile birlikte hazırladık. O da müziğime değerli katkılar sunan bir prodüktördür. Öte yandan “Joan”, okulda bir projeydi ve hocam Bobby Wooten, bu projeye harika müzisyenler dahil etti ve şarkıyı daha da geliştirdi.
Kültürel Zenginlik ve Müzikal Çeşitlilik
Fransız bir anne ve Türk bir babanın çocuğu olarak çok kültürlü bir kimliğiniz var. Bu özellik müziğinize nasıl yansıyor?
Kültürel çeşitlilik bana sürekli yeni şeyler deneme cesareti veriyor. Çeşitli ortamlarda bulunmak ve farklı kültürleri deneyimlemek, müziğimi zenginleştiriyor. Şu anki projelerimde daha cesur prodüksiyonlar yaratmayı, belki de Türk ya da Fransız müziğinden esinlenmeyi hedefliyorum.
Ev Kavramı: Neredesiniz?
Sizin için “ev” neresi artık?
Benim için ev, hem Londra hem de New York’u kapsıyor. Ailemin yanı sıra, hayatımı renklendiren arkadaş ortamlarım da bu tanımın içindeler. Ayrıca, pazar günleri oynadığım futbol takımı ve müzik topluluğum da bana ev hissi veriyor. Bu nedenle, beni güvende ve hoş hissettiren birçok şeyin toplamıdır.
İzleyici Profilleri Arasındaki Farklar
Londra ve New York’taki izleyici profilleri hakkında neler düşünüyorsunuz?
Her iki şehirde de sahne aldım ama konser deneyimlerim ağırlıklı olarak New York’ta yoğunlaşıyor. Seyirciler, genel olarak benzer bir duygu taşıyor; ancak bazen Londra’daki izleyicilerin, etkinliklere daha aktif katıldığını görüyorum. ABD’de bazı konserler, biraz daha sessiz ve mesafeli geçebiliyor.
Canlı Performansların Dinleyiciyle Bağı
Dinleyicilerle olan bağınızı en çok hangi anlarda hissediyorsunuz?
Kesinlikle canlı performanslar sırasında. O an, şarkılarımı dinleyen kişilerin fiziksel olarak karşımdaki varlığı gerçekten inandırıcı bir his veriyor. Sosyal medyada takipçi sayılarını görmekle, orada gerçek insanlarla buluşmanın verdiği his arasında büyük bir fark var. Canlı etkinlikler, birlikte müzik yapmanın ve anı paylaşmanın en güzel hali.
Gelecek Projeler ve Hedefler
Yeni projeler üzerinde çalışıyor musunuz?
Bu EP’yi yayınladıktan sonra, ikinci EP’m üzerinde çalışmaya başlamayı planlıyorum. Şu anda onun için şarkılar yazıyorum ve 2025 sonbaharında prodüksiyonuna başlamayı düşünüyorum. Ayrıca, diğer sanatçılarla ve şarkı yazarlarıyla sürekli işbirliği yapmak da istiyorum.
Diğer İlgi Alanlarınız
Müzik dışında ilgi duyduğunuz başka alanlar var mı?
Modaya da ilgim var. Sokak modası ile klasik giyimi harmanlayarak çeşitli projelerde yer almak istiyorum. Aynı zamanda analog fotoğrafçılığa olan ilgim yüksek; özellikle filmli makinelerle çalışmayı seviyorum ve gelecekte bu alanda da projeler geliştirmek istiyorum.
“Home, Anywhere, aslında evin sadece bir yer olmadığını anlamak ile ilgili. Ev, yaşadığınız şehir değil; arkadaşlarınız, aileniz veya sizin için anlam ifade eden her şey olabilir.”
“`