Hasan Mert Kaya – KAYIP İZLER ATLASI / Osmanlı döneminin başkenti İstanbul’da, Üsküdar Selimiye’de 1803 yılında basılan Atlas-ı Cedid ya da Cedid Atlas ise hem Osmanlı İmparatorluğu’nun hem de tüm İslam dünyası genelinde basılıp yayınlanan ilk atlas olarak öne çıkar.
Tul (Meridyen) Başlangıcı Ayasofya Camii Kubbesi
Haritalar onu yapanların ait oldukları kültür ve medeniyet dünyasının izlerini de yansıtır. Hangi belde nasıl adlandırılmış? Neresi kime ait olarak kabul edilmiş? Kıtalar, şehir isimleri, bölümlendirme ve bölgelere ayırmalar detaylı incelendiğinde belirli aidiyetlerin ve kabullerin olduğu görülür. Gördüğünüz fotoğraf Cedid Atlas’a ait değil. Hava yolu rotalarını gösteren 1938 tarihli, daha yakın döneme ait bir Türkiye Cumhuriyeti haritası. Bu haritada meridyen başlangıcı olarak sıfır noktasının Ayasofya Camii’nin kubbesi olarak kabul edilmesi, söz ettiğim aidiyet ve kabule dair çarpıcı bir örnek. Bugün ise dünya genelinde Londra’nın güneydoğusunda yer alan Greenwich kasabası bu özelliği taşıyor.
Batı Kartografisi
Cedid Atlas’ın dünyanın farklı coğrafi bölgelerini gösteren haritaları elle renklendirmiş. Atlas içerisinde 24 bakır gravür haritaya ek olarak mavi-siyah renkli bir gökyüzü ve burçlar haritasına da yer verilmiş. Atlastaki haritaların tamamına yakını, okunup ve incelenmesini kolaylaştırmak amacıyla 53 cm x 72 cm ebadından daha büyük ebatta hazırlanmış. Tamamı İngiliz kartograf, harita yapımcısı ve yayıncısı William Faden’ın General Atlas’ından uyarlanan haritalarla hazırlanan Cedid Atlas, Osmanlı ve İslam ülkelerinde Batı kartografik teknikleri ve coğrafi araştırmalarına dayanılarak basılan ilk atlas oldu. Cedid Atlas renklerinin uyumu ile oluşan estetik güzelliği ve yazılarının hat açısından nefaseti ile tasarım sanatı açısından da oldukça nitelikli ve sıra üstü bir çalışmaydı.
Cedid Atlas’ın Arkasındaki İsimler
Alanında bir ilk olan bu eserin basımında en büyük emek kuşkusuz 1797 yılında Üsküdar Selimiye’de açılan Mühendishane Matbaası’nın ilk müdürü olan Müderris Abdurrahman Efendi’ye ait. Döneminde halkın Üsküdar Matbaası olarak bildiği bu matbaanın birbirinden değerli yayınlarından biri olarak öne çıkan Cedid Atlas, Avrupa coğrafya bilgilerinin ve harita yapım usullerinin kendisi de cebir ve geometri uzmanı olan Abdurrahman Efendi tarafından ilk olarak kullanılmasıyla ortaya çıktı. Cedid Atlas’ın dikkat çeken özelliklerinden birisi de; Mahmud Raif Efendi tarafından yazılmış ve coğrafyanın temel özellikleri ile yararlarının anlatıldığı “Ucalet-ül Coğrafiye” adlı esere yer verilmiş olması. Muhteşem bir serlevhası (kapak) olan bu esere içinde yer veren Cedid Atlas bu yönüyle gelenekle moderni birleştiren bir çalışmadır. Mahmud Raif Efendi’nin 1804 yılında tamamladığı 80 sayfalık bu eser atlasın başına eklenip atlasla birlikte ciltlendi. Osmanlı topraklarında İbrahim Müteferrika ile başlayan matbaa hayatının en güzel meyvelerinden biri oldu Cedid Atlas. Eser Osmanlı Türkiyesi ve İslam Dünyası dışında kalan ülkelerde The New Great Atlas (Büyük Yeni Atlas) adıyla tanındı.
Yeni Düzen, Yeni Harita
19.Yüzyıl Osmanlı devlet ve toplum düzeninde köklü ve yapısal dönüşümlerin yaşandığı bir dönem oldu. Sultan III.Selim ile başlayan bu değişim rüzgarları Sultan II.Mahmud ve Sultan Abdülmecid dönemlerinde de hızla devam etti. Atlas-ı Cedid Sultan III.Selim’in Nizam-ı Cedid (Yeni Düzen) uygulamalarının somut bir örneği oldu diyebiliriz. Batı karşısında kan kaybeden mevcut düzenin yenilenip islah edilmesi, ordu teşkilâtlarından devletin birçok kurumuna uzanan bozuklukların giderilip, günün ihtiyaçlarına cevap verebilmesi amacıyla kurulan bu yeni düzenin dünya coğrafyasına bakışının da güncellenmesi ve batıya uyumlu hale getirilmesi arzulanmıştı. İşte Atlas-ı Cedid, yani Yeni Atlas, alanında bu Yeni Düzen’in ruhunu temsil eden bir eser olarak sunuldu. Cedid Atlas, her alanda modernleşme hareketi başlatan Osmanlı Devleti’nin Batılı bir kaynağı Türkçe’ye çevirerek bastığı ve zamanın ruhunu çok iyi yansıtan bir eser ve bu anlamda bir haritalar kitabından çok daha fazlasıydı.
Sadece 50 Adet Basıldı
Müderris Abdurrahman Efendi’nin büyük gayretleriyle tamamlanan Cedid Atlas son derece sınırlı sayıda, sadece 50 adet basılabilmişti. Basılan nüshalardan biri Sultan III.Selim’e de takdim edilen atlasın şansı ne yazık ki pek de iyi gitmedi. Atlasın çoğu nüshası ne yazık ki 1808 yılında yaşanan Alemdar Vakası sırasında İstanbul’u birbirine katan yeniçerilerin başıbozukluğuyla yanan Mühendishane Matbaası’nın deposunda kül olup gitti. Yangın öncesi satılan nüshaların da bir kısmı içinden koparılan haritaların tek tek satılmasıyla tükendi. Günümüzde tüm dünyada bilinen 4 tanesi Türkiye’de olmak üzere sadece 8 adet orijinal eksiksiz nüshalardan birisi de Üsküdar Belediyesi envanterinde bulunuyor. Bu son derece nadir ve kıymetli nüsha İstanbul Boğazı Belediyeler Birliği’nin destek ve çalışmalarıyla 2021 yılında tıpkı basımı tamamlanıp bilim ve kültür ortamına kazandırıldı.
Atlastaki Haritalar
Cedid Atlas içerisinde yer alan 24 harita Güney Yarımküre ve Kuzey Yarımküre ile başlayıp Doğu Yarımküre ve Batı Yarımküre ile devam ediyor. Ardından genel bir dünya haritasına yer verilmiş. Bu haritada Amerika kıtası, günümüzde alışageldiğimiz dünya haritasının solunda duruyor oluşunun aksine, sağda konumlanmış. Atlastaki Avrupa haritası da hem Rusya’nın aksı hem de dönem Avrupa’sının siyasi sınırları bakımından oldukça ilgi çekici. Detaylı İngiltere ve İskoçya haritaları, Fransa’nın monarşi dönemi sınırlarını gösteren haritası, Asya ve Afrika kıta haritaları ile Kuzey ve Güney kutup haritaları ile Cedid Atlas bakmaya doyum olmayan bir dönem eseri.